Taşkent’e ilk ziyaretimin beklentilerimi fazlası ile karşıladığını belirtmek isterim. Orta Asya’nın ve kadim İpek Yolu’nun tam kalbinde bulunan bu şehirde, tarih karşınıza tüm çıplaklığı ile bir köşe başında çıkabilir ve sizi o günlere götürebilir. Emir Timur Meydanı ve Teleshkayakh Camii görülmeye değer eserleri barındırıyor.
3 günlük gezimde sokak lezzetlerini tatmak için birçok bölgede durakladım. Lezzet açısından hayal kırıklığına uğradığım bir yer olmadı, fakat atmosferi bakımından hayranı olduğum yer Chorsu Pazarı oldu.
Geleneksel kıyafetleri ile rengarenk giyimli kadınlar, şehrin merkezindeki Chorsu Pazarı’nda sokak lezzeti arayanlara tüm misafirperverlikleri ile olağanüstü yemeklerini sunuyorlar. Başlıca saymak gerekir ise geleneksel Özbek Pilavı, norin, yeşil çay eşliğinde nan (tandırekmeği), şaşlık, ciğer dolama gibi lezzetler beni çok etkiledi. Ürün kalitesinin önemi her bir lokmada kendini tekrar hatırlattı. Özellikle somsa (samosa) tadımında aldığım lezzet; doğal besicilik, kaliteli hayvancılık gibi kaybettiğimiz değerleri ve günlük hayatımızda tükettiğimiz gıdaları sorgulamama neden oldu. Pazarın kasap bölümünü gözlemlerken günlük olarak gelen etlerin rengini ve canlı dokusunu incelediğimde bu lezzetlerin tesadüfen ortaya çıkmadığından emin oldum.
Chorsu Pazarı olağanüstü lezzetlerinin haricinde A’dan Z’ye günlük yaşamın tüm ihtiyaçlarının karşılanabileceği bir panayırı anımsatıyor. Gıdadan tekstile, tekstilden teknolojiye kadar her ürünü bulabileceğiniz bu pazarda, milli kıyafetler ve geleneksel el dokuma halıları ise pazarın alamet-i farikasını oluşturuyor.
Odağı gastronomik seyahatler olan ben, Buhara el dokuma halılarının ihtişamına canlı olarak tam da bu pazarda kapıldım. Doğal boyalar ile renk verilen “Sarıca” koyun yününden oluşan her bir şaheser sadelik ve asaletin bir bütünde buluşması idi adeta. Lezzet gezilerimde çok sık yaşamadığım bu gibi anlar için hazırlıklı olmanın faydalarını gördüm. Kısa süreli turistik geziler için çok yüklü miktarda nakit para taşımak tercih etmeyeceğim bir durum olmak ile birlikte, bölge ülkelerinin çarşı kültürü kart kullanımına pek uygun değildir. Aldığınız ürünlerin ödemesini nakit ile yapmaktan başka çareniz pek bulunmuyor. Böyle ülkelerde başarı ile faaliyet gösteren UPT markası aracılığı ile mobil uygulamam UPTION üzerinden paramı anında kendime gönderdim ve Özbekistan’ın büyük bankalarından fiziki olarak çektim. UPT’nin ve mobil uygulaması UPTION’ın sağladığı bu fırsatlardan sadeceTaşkent içinde değil, tüm Özbekistan ve bölge ülkelerinde faydalanmak mümkün.
Kimi güzelliklerin kendi coğrafyalarında değer bulduklarını düşünerek cıvıl cıvıl renklere, eşsiz lezzetlere ve o güzel halılara veda ederken tekrar gelemeyecekmiş gibi vedalaştım Taşkent ile. Eflatun’un analojisine benzer olarak bu lezzetleri tatmasa idim, günlük yaşamda daha mutlu bir insan olarak hayatıma devam edebilecektim. Fakat bu lezzetleri tatmak “an”ların kıymetini anlamamı sağladı. Bir yemeğin insana verebileceği en büyük ders bu olsa gerek…